5 bin yıllık sır çözüldü, gizemli amaç ortaya çıktı: Tarihin en büyük sorusunun yanıtı
Görkemli Stonehenge’in, neden yaklaşık 5 bin yıl önce inşa edildiği uzun zamandır en büyük gizemlerden biri oldu. Ancak yeni bir araştırmaya göre, nihayet bir cevabımız olabilir. Bilim insanları İngiltere’de bulunan..
Yayınlanma:20 Aralık 2024 - 10:02
Güncelleme:20 Aralık 2024 - 10:02
5 views
Görkemli Stonehenge’in, neden yaklaşık 5 bin yıl önce inşa edildiği uzun zamandır en büyük gizemlerden biri oldu. Ancak yeni bir araştırmaya göre, nihayet bir cevabımız olabilir.
Bilim insanları İngiltere’de bulunan ve dünyanın en ilgi çekici tarihi yapılarından olan Wiltshire’ın ünlü taş çemberinin, Britanya’nın üç farklı köşesi arasındaki birleşmenin bir sembolü olarak inşa edildiğini söylüyor.
Stonehenge’in kaya levhalarının güneybatı Galler ve kuzeydoğu İskoçya’dan çok uzaklara taşındığını biliyoruz.
Bu nedenle University College London ve Aberystwyth Üniversitesi’nden bilim insanları, İskoç ve Galli insanların yapının inşasına iyi niyetli bir katkı olarak kendi yerel taşlarını Wilshire’a getirdikleri teorisini ortaya attı.
Bu anlamda, İngiliz birliğinin güçlü ve çok erken bir sembolünü temsil ediyordu.
Yazarlar, Archaeology International’da yayınlanan makalelerinde Stonehenge’i inşa edenlerin “Britanya’nın büyük bir kısmında ve hatta tamamında siyasi birleşme ve ortak kimlik” oluşturmaya çalıştıklarını söylüyor.
Yazarlar şöyle ekliyor: “Bu olağanüstü ve yabancı kayaları bir araya getirmek… Karmaşık bir malzeme içinde uzak ve mesafeli toplulukları sembolize ediyor ve somutlaştırıyordu.
(Stonehenge) insanlar, toprak, atalar ve gökler arasındaki birliğin anıtsal bir ifadesiydi.”
Makalede araştırmacılar, Stonehenge’in uzun mesafeli bağlantılarının, Neolitik anıtın sembolik değerinin yanı sıra antik Britanya’da birleştirici bir amacı olabileceği teorisine ağırlık kazandırdığını söylüyor.
UCL Arkeoloji Enstitüsü’nden başyazar Profesör Mike Parker Pearson, “Tüm taşlarının uzak bölgelerden gelmesi ve Britanya’daki 900’den fazla taş çember arasında benzersiz olması, taş çemberin dini olduğu kadar siyasi bir amacı da olabileceğini düşündürüyor” dedi.
Bu, Britanya halkları için ataları ve evrenle olan ebedi bağlarını kutlayan bir birleşme anıtıydı.
Daily Mail gazetesinin aktardığına göre Stonehenge 5 bin küsur yıl önce inşa edildiğinde İngiltere, İskoçya ve Galler kavram olarak mevcut olmasa da, yapının gerçekten de üç ülkeyi temsil ettiğini biliyoruz.
Stonehenge, sarsen olarak bilinen ve muhtemelen 15 mil kuzeydeki Wiltshire’daki West Woods’dan taşınarak yerel olarak temin edilen büyük kumtaşı levhalarıyla ünlü.
Ancak Stonehenge’in kendine özgü görünümünü oluşturan uzun sarsen taşlarına ek olarak, dünyaca ünlü alan aynı zamanda yaklaşık 80 “mavi taş”a da ev sahipliği yapmaktadır.
Bunlar yeni kırıldığında veya ıslandığında mavimsi bir renk alan daha küçük taşlar olarak biliniyor.
Stonehenge uzmanları arasında, mavi taşların güneybatı Galler’in Preseli Tepeleri’ndeki Craig Rhos-y-Felin’den geldiği konusunda genel bir fikir birliği var. Yine de Wiltshire’a tam olarak nasıl ulaştıkları tartışmalı.
Ancak bilim insanları bu yılın başlarında Stonehenge’in merkezindeki en büyük mavi taş olan Sunak Taşı’nın aslında 1000 kilometre uzaklıktaki kuzey İskoçya’dan geldiğini ortaya çıkardı.
Stonehenge’in kalbinde düz bir şekilde uzanan 6 ton ağırlığında ve beş metre uzunluğundaki dikdörtgen şeklindeki Sunak Taşı, gri-yeşil renkli bir kumtaşı.
Bu, diğer mavi taşlardan çok daha büyük ve farklı bir bileşime sahip.
O dönemde, araştırma ekibi (bu yeni makalenin iki yazarının da dahil olduğu) Sunak Taşı’nın parçalarından elde edilen minerallerin yaşını ve kimyasını analiz etti.
Kuzeydoğu İskoçya’daki Orcadian Havzası’nın Eski Kırmızı Kumtaşı ile dikkate değer bir benzerlik buldular.
Ekip, taşın Inverness, Thurso, Orkney ve Shetland’ın bazı bölümlerini kapsayan bu bölgeden geldiği sonucuna “yüzde 95 doğrulukla” vardı, ancak o zamandan beri Orkney’i konum olarak dışladılar.
Bu yeni takip makalesinde ekip, Sunak Taşı’nın kuzey İskoçya’nın Neolitik insanları tarafından güneylilere bir katkı veya hediye olarak getirildiğini söylüyor.
Yazarlar, “Bu belki de bir ittifakı pekiştirmek ya da Stonehenge’in inşasının temsil ettiği ve somutlaştırdığı olağanüstü uzun mesafeli işbirliğinde yer almak içindi” diyor.
Aynı şekilde, mavi taşlar güneybatı Galler’in Preseli Tepeleri’nden insanlar tarafından kendi katkıları olarak taşınmış olabilir.
Bu da “siyasi bir birleşmeyi ya da kutsal bir barışı” gösteriyor.
Binlerce yıldır insanların değişen mevsimler, güneş ve gökyüzüyle ilgili ritüeller ve törenler düzenlemek için hem yaz ortası hem de kış ortası gündönümlerinde Stonehenge’de toplandıkları düşünülüyor.
Neolitik insanlar kış aylarında da Stonehenge’e yakın Durrington Walls köyünde ziyafet çekerdi.
Büyük ölçüde 5 bin yıllık olması nedeniyle, Stonehenge’in kökenleri, neden ve nasıl inşa edildiği de dahil olmak üzere, hala “çılgınca” bir tartışma kaynağı.
Bournemouth Üniversitesi’nde arkeolog olan ve bu yılın başlarında vefat eden Profesör Timothy Darvill, Stonehenge’in eski bir güneş takvimi olarak hizmet verdiğini ve insanların yılın günlerini takip etmelerine yardımcı olduğunu söyledi.
İngiliz araştırmacı, sarsenlerin her birinin bir aydaki tek bir günü temsil ettiğini ve tüm siteyi büyük bir zaman tutma cihazı haline getirdiğini söyledi.
Diğer teoriler arasında buranın bir şifa merkezi, bir tapınak, atalara tapınılan bir yer ve hatta bir mezarlık olduğu da yer alıyor.
Bu takip makalesi şimdi Stonehenge yapısını kısmen taşlarının uzak ve çeşitli kökenleri aracılığıyla somutlaşan ada çapında bir birleşme anıtı olarak tanımlanıyor.
Ekip, “Orkney’deki Geç Neolitik evler ile Stonehenge yakınlarındaki Durrington Walls yerleşimi arasındaki ev taban düzenlerindeki alışılmadık derecede güçlü benzerlikler de Salisbury Ovası ile kuzey İskoçya arasındaki yakın bağlantılara dair kanıtlar sunuyor” diyor.
Stonehenge erken tarihinde yaklaşık 5 yüzyıl boyunca çoğunlukla yetişkin erkek ve kadınlar için bir ölü yakma mezarlığı olarak kullanıldı.
Uzmanlar, Stonehenge’de gömülü insanların neredeyse yarısının Salisbury Ovası’ndan başka bir yerde yaşadığını ve bunun da insanların tarihsel olarak buraya çok uzaklardan akın ettiğini gösterdiğini söylüyor.
Profesör Pearson, “Stonehenge bölgesi ile kuzey İskoçya arasındaki mimari ve maddi kültür benzerlikleri şimdi daha anlamlı hale geliyor” diye ekledi.