Cinsel şiddet çemberi: Hindistan’da kadınlar “cehennem”den çıkış yolu arıyor
Cinsel şiddetin adeta bir geleneğe dönüştüğü Hindistan, kız çocukları ve kadınlar için en güvensiz ülkelerden biri. Veriler, 2022 yılında 31 binden falza kadının tecavüze uğradığını gösteriyor. Kadınlar, bedenlerine ve yaşam..
Yayınlanma:23 Ağustos 2024 - 15:18
Güncelleme:23 Ağustos 2024 - 15:18
6 views
Cinsel şiddetin adeta bir geleneğe dönüştüğü Hindistan, kız çocukları ve kadınlar için en güvensiz ülkelerden biri. Veriler, 2022 yılında 31 binden falza kadının tecavüze uğradığını gösteriyor. Kadınlar, bedenlerine ve yaşam haklarına yönelen saldırılara karşı geçmişte olduğu gibi bugün de ayakta.
Hindistan’da kız çocukları ve kadınlar, korkunç bir cinsel istismar çemberinin içinde.
Mart ayında İspanyol turistin toplu tecavüze uğraması, dünya basının gündeminde geniş yankı bulmuştu.
Ağustosta ise ülkenin kadınları için bir kırılma noktası yaşandı.
Hindistanlı kadınlar, Kalküta’da çalıştığı hastanede nöbet molasındayken tecavüze uğrayıp öldürülen stajyer doktor için 9 Ağustos’tan itibaren sokaklarda öfkelerini haykırmaya, adalet ve güven istemeye başladı.
Ne yazık ki yeniden.
31 yaşındaki doktor için ülkenin dört bir yanında kitlesel eylemler devam ederken, bu sefer Mumbai’de dört yaşındaki iki kız çocuğuna yönelik cinsel istismar iddiaları ortaya çıktı.
Bu haberin ardından Hindistanlı kadınlar, cinsel şiddete karşı yeni bir eylem dalgası başlattı ve yetkililerin üzerinde ciddi bir baskı kurdu.
Öyle ki, taciz iddialarının ortaya çıktığı Badlapur köyünde, okullar bir süre kapatılmak zorunda kaldı. Protestolar bastırılsın diye internet hizmetlerinde kesintiler dahi yapıldı.
Yasal reformlara ve verilen sözlere rağmen Hindistan’da cinsel şiddet vakalarının sayısı çok yüksek.
2012 yılında 23 yaşındaki genç kadının, evine gitmek için otobüse binmesi sonrası toplu tecavüze uğrayıp öldürülmesinin ardından hükümet, ceza sisteminde kapsamlı değişiklikler yaptı.
Yine de hak savunucularına göre değişen pek bir şey olmadı.
Ulusal Suç Kayıt Bürosu’nun verilerine göre polis, 2012’de yaklaşık 25 bin tecavüz vakası bildirdi.
O zamandan bu yana yıllık sayı genellikle 30 binin üzerinde kaydedildi. Yalnızca Covid-19 salgınının patlak verdiği 2020 yılında vakalarda bir düşüş yaşanmış.
Statista’nın verilerine baktığımızda, en yüksek sayıda tecavüz vakasının 2016 yılında yaşandığını görüyoruz: 38 bin 947.
Hükümet raporları ise 2018’de ülke genelinde her 15 dakikada, bir kadının tecavüze uğradığını söylüyor.
Statista’nın son güncel raporu 2022 yılına ait. Burada da bir yılda 31 bin 516 kadının tecavüz mağduru olduğu görülüyor.
Hükümet 2012’deki saldırının ardından, faile en az 10 yıl ceza verilmesi ve bu cezanın olası bir ömür boyu hapse dönüşmesi yönünde tedbir aldı.
Kurbanların 12 yaşından küçük olması durumunda ise tecavüz suçlusunun ölümle cezalandırılması istendi.
Ayrıca tecavüz tanımı, penetratif olmayan eylemleri de kapsayacak şekilde genişletildi, hızlı yargılama usulü getirildi ve 16 yaşındaki çocukların bu tür suçlardan yetişkin olarak yargılanabilmesi için yaş sınırı düşürüldü.
İş yerlerinde tacizi yasaklayan kanun ise 2013 yılında hayata geçirildi ancak Hindistan’da cinsel tacize işyerlerinde ve sokaklarda sıkça rastlanıyor.
Çok sayıda tecavüz mağdurunu savunan kıdemli ceza avukatı Rebecca M. John’un Reuters’a yaptığı açıklamaya göre bazı tecavüz failleri, hala suçlardan paçayı kurtarabileceğine inanıyor. Çünkü yasalardan korkmuyorlar.
Avukata göre saldırıların önlememesinin en önemli iki sebebi; yasaların tutarlı şekilde uygulanmaması ve polislik faaliyetinin çok zayıf olması.
Ulusal Suç Kayıt Bürosu’nun verilerine göre tecavüz suçundan mahkumiyet oranları 2018-2022 yılları arasında yüzde 27 ile yüzde 28 arasında. Bu oran, “cinayet, adam kaçırma, isyan ve ağır yaralamanın” da aralarında yer aldığı ciddi suçlar için kaydedilen en düşük ikinci oran.
New York Times’a göre son on yılda milyonlarca Hintli kadın, kentsel iş gücüne katılarak finansal bağımsızlıklarını güvence altına almış ve ülkenin hızlı büyümesine yardımcı olmuş olsa bile, hâlâ kendi güvenliklerinin yükünü taşımak zorunda bırakılıyor.
Hintli kadınlar ev içi şiddete de maruz kalıyor.
Kadınları baskı altında tutan ve eve hapseden gelenekler, kamusal alanlarda güvenliklerini ikinci plana atıyor.
Hindistan’a özgü olmasa da, burada bir kadın için özellikle geceleri toplu taşıma araçlarını kullanmak çoğunlukla tehlikeli olabiliyor.
Hindistan, annelerin kızlarına “dikkatli olmalarını” söylemek zorunda kaldığı ülkelerden biri.
Ağustos’ta başlayan ve ülkeyi saran eylemler, yalnızca Hindistan’da değil, dünyanın dört bir yanında erkek şiddetine karşı ses çıkaran kadınlar için yeni bir itici güç olabilir.