T24 Haber Merkezi
Kamuoyunda ‘ötanazi’ tartışmalarıyla tepkilere neden olan 17 maddelik ‘160 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Genel Kurul’da iki gün boyunca 28 saat süren görüşmelerin ardından AKP ve MHP oylarıyla kabul edilerek yasalaştı.
TBMM Genel Kurulu’nda 28 Temmuz’da başlayararak 14 saat süren görüşmelerde ‘ötanazi’ tartışmasına neden olan ilk 5 madde kabul edildi. Pazartesi yeniden toplanan Genel Kurul’da, muhalefetin itirazlarına rağmen 14. saatin sonunda teklifin tüm maddeleri kabul edilerek Meclis’ten geçti.
Muhalefet sıraları “Tarihe kara gün olarak geçecek, ‘evet’ oyu verenleri ne tarih affedecek ne insanlık. Bu insanlık tarihine utançla geçecek bir düzenlemedir. Barınaklar ölüm merkezidir, şimdi de ‘barınak’ adı altında hayvanları hapishaneye dolduruyorsunuz. Milyonlarca hayvan orada ölür, buna tahammül edemezler. Çocuklarınıza kanlı bir miras bıraktınız” diyerek yasaya tepki gösterdi.
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Vahit Kirişci ise “Kanun yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girmiş olacak. Nüfusu 25 binden büyük olan belediyeler için kesinleşen bütçe gelirlerinin binde 5’i ve büyükşehir belediyelerinde de binde 3’ü bu iş için tahsis edilecek ve 4 dönem halinde barınak yapım çalışmaları da eksiksiz devam edecek” ifadelerini kullandı. 4 milyon hayvanın 105 bin kapasiteli barınaklarda nasıl barınacağı sorusuna da yanıt veren Kirişçi, barınak yapım sürecinin tamamlanması için 31 Aralık 2028’in belirlendiğini bildirdi.
Teklifin yasalaşmasının ardından Genel Kurul 1 Ekim’e kadar tatile girdi.
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI – 10 soruda ‘ötanazi’ düzenlemesi: Tartışmalı yasa ne getiriyor, sokak köpekleri öldürülecek mi, uygulamayan belediyelere ne yapılacak?
İlk gün: Sokak köpeklerine ‘ötanazi’ tartışmalarına neden olan 5. madde, Genel Kurul’da kabul edildi: “Bu madde ölümdür, çocuklarınızın yüzüne bakamayacaksınız!”
Teklifin detayları Teklifle; Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişikliğe gidilecek. Buna göre, Kanun’un amaçlarına “insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla” ifadesi eklenecek. Sahipsiz hayvanlara ilişkin yürütülecek çalışmalarda, kedi ve köpeklerin sahipli hayvan statüsüne alınabilmesi için Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı veri tabanına kaydedilmesi zorunluluğu bulunduğundan “sahipli hayvan” ve “sahipsiz hayvan” kavramları açık şekilde tanımlanacak. Kanun’daki “yakala-kısırlaştır-sal” metodunun kaldırılması nedeniyle “hayvan bakımevi”; yani barınak tanımında değişiklik yapılacak. Barınakların tanımı, “Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis” şeklinde değiştirilecek. “Sahipsiz ve güçten düşmüş” hayvanların barınaklara toplanması ve buralarda “rehabilite” edilerek sahiplendirilinceye kadar bakılacak olması sebebiyle bakımevleri dışında bir hayvana bakmanın onun yasal sorumluluğunu alarak sahiplenilmesi suretiyle mümkün olabileceği ilkesi kabul edilecek. Kanun’un ilkeleri arasında yer alan “Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.” ifadesi yürürlükten kaldırılacak. Yerel yönetimler, yani belediyeler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz hayvanların sahiplendirilinceye kadar bakılmaları için hayvan barınakları kurarak bakımlarını ve tedavilerini yapacak. Barınaklara alınan hayvanlardan “rehabilite edilen köpekler” sahiplendirilinceye kadar bu yerlerde barındırılacak. Doğru ve güncel veri için barınaklara alınan hayvanlar Tarım ve Orman Bakanlığı veri sistemine kaydedilecek. Veteriner Hizmetleri Kanunu’ndaki ‘ötanazi’ koşulu Barınaklara alınan köpeklerden “insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlarına”, Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 9. maddesindeki “Hayvanlara ötenazi yapmak yasaktır. Ancak, hayvanlara acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında, akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi ya da eradikasyonu amacıyla veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda, davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda veteriner hekim tarafından ötenazi yapılmasına karar verilebilir. Ötenazi işlemi veteriner hekim tarafından veya veteriner hekim gözetiminde yapılır.” hükümleri uygulanacak. Belediyeler, sahipsiz köpeklere ilişkin yürüttüğü iş ve işlemlerde Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi kapsamında gerekli idari tedbirleri almaya yetkili olacak. “Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanların bakımevi dışında bir yere terk edilmesi veya bakımevinde barındırılan köpeği bakımevi dışında bir yere bırakmak” fiilleri yasak kapsamına alınacak. Böylece sahipsiz hayvanların toplanması, barınaklara götürülmesi ve bu hayvanların sahiplendirilinceye kadar barınaklarda bakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasın ve yerel yönetimlerin görevlerini yerine getirmesi amaçlanacak. Sokak hayvanlarına ‘ötanazi’ öngören yasa teklifi komisyondan tartışmayla geçti: “Katliam yasasının failleri olarak fotoğrafınızı çektirin, tarihe geçtiniz!” Hayvanlara yapılacak müdahalenin sadece tıbbi gerekçelerle değil Kanunda yer alan diğer istisnai durumlarda da yapılabilecek. “Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanların bakımevi dışında bir yere terk edilmesi veya bakımevinde barındırılan köpeği ‘bakımevi’ dışında bir yere bırakmak” fiilleri yasak kapsamına alınacak. Böylece sahipsiz hayvanların toplanması, hayvan barınakşarın götürülmesi ve bu hayvanların sahiplendirilinceye kadar barınak bünyesinde bakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasının ve yerel yönetimlerin görev ve sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine getirmelerinin sağlanması amaçlanacak. İl Hayvanları Koruma Kurulunun görevleri arasına, hayvan ve çevre sağlığını korumaya yönelik olarak sahipsiz hayvanlardan kaynaklı sorunları belirlemek ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri üretmek eklenecek. Düzenlemeyle başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara yapılacak desteğin kapsamı genişletilecek. Buna göre de insan, hayvan ve çevre sağlığının korunması amacıyla barınaklar, hastaneler ve ameliyathaneler kurmak; bunlara ilişkin ilaç, alet ve ekipmanları temin etmek ile bakımevlerinde bakım, rehabilitasyon ve sahiplendirme gibi faaliyetleri yürütmek için başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara teşvik veya Bakanlıkça uygun görülen miktarlarda mali destek sağlanacak. Ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacak Hayvanları korumaya yönelik hükümlere aykırı hareket eden veya sahiplendiği hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal eden ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin denetimle yetkili merci tarafından hayvan bulundurması yasak olacak ve hayvanlarına el konulacak. Söz konusu hayvanlardan sahiplendirilme niteliği olanlar sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevinde barındırılacak. Caydırıcılığın sağlanması için sahipli hayvanın sahibi tarafından terk edilmesi kabahatine ilişkin idari para cezası hayvan başına 2 bin liradan 60 bin liraya çıkarılacak. Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanları barınak dışında bir yere terk eden veya barınakta barındırılan hayvanı barınak dışında bir yere bırakanlara ise hayvan başına 50 bin lira idari para cezası verilecek. Teklifle, Hayvanları Koruma Kanunu’ndaki “yerel hayvan koruma görevlileri”ne ilişkin hüküm yürürlükten kaldırılacak. Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan belediyeler, “sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve sahiplendirilinceye kadar bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması” amacıyla hayvan barınakları kuracak. Belirtilen hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan barınaklarına götürülecek. Hayvan barınağı kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ile il özel idareleri, sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürecek. Belirtilen kaynağı ayırmayan belediye başkanı ve meclis üyeleri ile ayrılan kaynağı hayvan barınakları kurmak, sahipsiz hayvanları toplamak, “rehabilite etmek” veya sahiplendirilinceye kadar bakmak için harcamayan veya bu kaynağı başka amaçlar için sarf eden belediye başkanı ve belediye yetkililerine 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. Söz konusu belediyeler 31 Aralık 2028’e kadar belirtilen hayvan barınakları kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlü olacak. Belediyeler, 31 Aralık 2028’e kadar hayvan barınakları kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde 5’i oranında kaynak ayıracak. Bu oran, büyükşehir belediyelerinde binde 3 olarak uygulanacak. Verilen önergenin kabul edilmesiyle, belediyelerce bu oranların üzerinde yapılan harcamaların yüzde 40’ı, Hazine ve Maliye Bakanlığınca belediyeye aktarılacak. Aktarılacak tutar hiçbir şekilde maddedeki oranların yüzde 40’ını geçemeyecek. Ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacak.
|
Genel Kurul’daki görüşmeler…
İlk olarak 28 Temmuz Pazar günü TBMM Başkavekili Bekir Bozdağ’ın yürüttüğü ve 14 saat süren görüşmelerin ardından TBMM Genel Kurulu, kalan maddeleri görüşmek üzere pazartesi yeniden toplandu. TBMM Başkanvekili Celal Adan‘ın yönetiminde toplanan Genel Kurul’da, sokak hayvanları ile ilgili düzenlemeler içeren 17 maddelik ‘160 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam etti. Meclis salı günü tatile girecek, Vergi Paketi’ne süresi dolan maddelerinin eklendiği 9. Yargı Paketi’nin yanı sıra, e-Ticaret teklifi ve Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi’nin kalan maddeleri ise ekim ayında görüşülecek.
Veteriner hekim ‘Barınak Meleği’: Ötanazi kısırlaştırmadan daha maliyetli; hayvan sevgisi konusundaki ortaklığımız mahvedilecek
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, kanun teklifi görüşmelerinin 12. saatinde Genel Kurul’a geldi. Özel ve AKP Grup Başkanı Abdullah Güler ile selamlaştı
Dünkü Genel Kurul’da teklifin en kritik maddesinin de yer aldığı ilk 5 maddesi kabul edildi. ‘Ötanazi’ tartışmalarına neden olan 5. maddenin oylamalarına başlanacağı sırada konuşan CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, “AK Parti bu teklifle ‘sokak köpekleri ya ölecek ya öldürülecek’ diyor, kanun teklifinin bu maddesi ölümdür! AK Parti milletvekilleri, siz hayvanları öldürmek istiyorsunuz! Çocuklarınızın yüzüne bakamayacaksınız” diye tepki gösterdi.
DEM Partili Perihan Koca da “Katliam yasasının omurgasını oluşturan maddeyi konuşuyoruz. ‘Ötanazi çıkarılıyor’ diye manipüle ettiniz, ‘ötanazi’ demeden ötanazinin dik alasını getiriyorsunuz!” dedi.
İYİ Partili Ümit Özlale ise “Sizin derdiniz çocuklar değil, biz çocuklara bedava öğle yemeği verilsin diye önerge veriyoruz, reddediyorsunuz. Tarikatlarda tacize uğrayan çocuklarla ilgili araştırma önergesi veriyoruz, reddediyorsunuz” diyerek kürsüden seslendi.
Genel Kurul, teklifin görüşmelerine geçilmeden önce grup başkanvekillerinin ve milletvekillerinin gündem dışı aldığı sözlerle ve parti gruplarının önergelerinin görüşmeleriyle başladı.
Ardından sokak hayvanları yasa teklifine ilişkin maddelerin görüşmelerine geçildi.
CHP’li Sarı, toplanan imzaları TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a iletti
CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı görüşmeler devam ederken Ankara Anıtpark’ta yasa teklifinin geri çekilmesi için nöbet tutan ve miting yapan hayvan hakları ve yaşam hakkı savunucularının topladığı yaklaşık 3 bin imzayı yazdığı bir mektupla TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a iletti. Sarı mektubunda şu ifadeleri kullandı:
“TBMM bu teklifi kabul etmemeli”
“Gazi Meclis’imizde toplumumuzda infiale yol açan ve sokak hayvanlarının katliamına neden olacak yüzyılın utancı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2275) görüşmelerine devam etmekteyiz. Kanun teklifinin Meclis gündemine geldiği günden bu yana yaptığımız önerilerin hiçbirinin dikkate alınmamış olması vicdanları yaralamaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, millet iradesinin tecelligahı olarak vicdanları yaralayacak bu yasa teklifini kabul etmemelidir. Nitekim binlerce hayvan hakları ve yaşam hakkı savunucuları, Ankara Anıtpark’ta yasa teklifinin geri çekilmesi için 28 Temmuz Pazar günü düzenledikleri miting ve tuttukları nöbetle seslerini Meclis’e duyurma mücadelesi vermektedir.
“Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat”
Hayvan hakları ve yaşam hakkı savunucularının düzenlediği mitinge destek vermek amacıyla katıldığımda, şahsınıza iletilmek üzere 3 bine yakın imzayı tarafıma teslim ettiler. Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin neden olacağı katliam konusunda endişeli olduklarını, yasa teklifinin soruna çözüm getirmediğini dile getiren hayvan hakları ve yaşam hakkı savunucuları yasa teklifinin geri çekilmesini, ‘kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat’ ilkesinin uygulanmasını, evcil hayvan üretimi ve ticaretinin yasaklanmasını talep etmektedirler. Bu vesile ile; milletin vekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olan size tarafıma iletilmiş talep ve imzaları saygılarımla arz ediyorum.”
TBMM Genel Kurulunda, siyasi partilerin grup başkanvekilleri, yerlerinden söz aldı.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, sahipsiz hayvanlara yönelik kanun teklifinin gerekçesinin yetersiz olduğunu, sokakların güvenli hale getirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Şahin, hayvanlara özel yaşam alanının oluşturulmasını isteyerek, “Bu iş, belediyelerin tek başına yapacağı iş değildir. Merkezi yönetimin, elini taşın altına koyması gerekiyor” dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, sahipsiz hayvanlarla ilgili sorunun zamanında öngörülemediğini kaydetti. “Öldürme ve ötanazi” fikrini kabul etmeyeceklerini vurgulayan Çömez, kısırlaştırmanın ve alınacak önlemlerin, sorunu çözeceğini söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise şunları söyledi:
“Sabahlara kadar çalışıp hayvanları katledecek bir yasayı çıkarıp oradan da tatile gideceksek, bizim buna itirazımız var. AKP Grubu’na sesleniyorum; beyler nereye gidiyorsunuz, hangi sorunu çözdünüz de gidiyorsunuz? Emeklilere 12 bin 500 lira vermeyi çözüm mü sayıyorsunuz? Açlık sınırı 20 bin lira, nereye gidiyorsunuz? Asgari ücrete zam yaptınız mı? Bunu çözmeden nereye gidiyorsunuz? İzmir’de iki vatandaşımız yaşamını yitirdi. ‘Gelin araştıralım’ dedik bunu bile araştırmadınız. Bunu araştırmadan nereye gidiyorsunuz? 1 milyon atanmayan öğretmen var. Bu sorunu çözmediniz, kılınızı kıpırdatmadınız. Bu sorunu çözmeden nereye gidiyorsunuz? Bu, neyin tatilidir. Bu Meclis’in halkın gerçek gündemiyle uğraşmasının zamanı gelmiştir. Bu mücadelenin verilmesi gerektiğine inanıyoruz.”
Muhalefet vekilleri, dün kanun teklifinin 14 saat süren ilk görüşmelerinde, saat 03.30’da Genel Kurul’da
CHP’li Konuralp: Köpeklerin öldürülmesine kanun kılıfı getirdiniz
CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, muhalefetin tüm çabalarına rağmen iktidar milletvekillerinin çözüm önerilerini dikkate almadığını belirtti. Konuralp’in konuşması şöyle:
“Komisyonda ve Genel Kurul’un şu ana kadarki oturumlarında görüştüğümüz kanun teklifinin neden kabul edilemez olduğunu, teklifin neden geri çekilmesi gerektiğini, neden geniş bir katılım ve mutabakatla ele alınmasında fayda gördüğümüzü, teklifin bu haliyle kanunlaşmasının doğuracağı yeni sorunları her türden uslupla dile getirdik. Muhalefet olarak bazen sakin, bazen hiddetli konuşmalar yaptık, yapıyoruz. Geçmişten örnekler verdik, bilimselliği tartışılmaz raporları gündeme taşıdık, teklifin gerekçesinde ifade edilen iddiaların, verilerin yanlışlıklarını ortaya koyduk ve elbette sorunun çözümüne ilişkin önerilerimizi sıraladık. Hiçbirini dikkate almadınız, almıyorsunuz.
“Belediyeleri; ‘köpekleri barınaklarda ölüme kapatacaksın’ kıskacına alıyorsunuz”
Köpeklerin er ya da geç ölüme mahkum edilmesini amaçlayan maddelerle ilgili olumlu tek bir adım atmadınız. Örneğin, ötanazinin ‘yakala, kısırlaştır, yaşam alanına bırak’ yönteminden daha doğru olmadığını defalarca ifade ettik. Hangi gerekçeyle olursa olsun, kimse için ölümü savunmadığımız gibi köpekler için de ölümü savunmadığımızı defalarca vurguladık. Siz, tartışmayı ‘insanlar mı ölsün, köpekler mi ölsün’ gibi yanlış bir karşılaştırmaya indirgemeyi tercih ettiniz. İnsanların da köpeklerin de ölmediği, her ikisinin de canını kıymetli kılan çözümlere kulak tıkadınız. Teklifin 6’ncı maddesiyle 5199 sayılı Kanun’un 14’üncü maddesinde değişiklik yapıyor, ilgili maddeye ‘kanuni’ ibaresini ekliyorsunuz. Bu şu demek: Köpeklerin öldürülmesi isteğinize kanunilik zırhı getiriyorsunuz. Kendinizce katliam sürecini yasalara uygun kılıyor, güçlü olanın güçsüz olana istediğini yapabileceği gibi son derece faşizan bir yaklaşımı kanuna bağlamış oluyorsunuz.
Köpekleri ortadan kaldırma isteğiniz o kadar büyük ki 5199 sayılı Kanun’un 14’üncü maddesine de getirmek istediğiniz o bendiyle belediyeleri, köpekleri barınaklarda ölüme kapatacaksın, kapatmazsan sonuçlarına katlanırsın kıskacına alıyorsunuz ancak unutmayın köpeklerin öldürülmesine kanunilik kılıfı getirmeniz teklifinizin ahlaki ve vicdani olduğu anlamına gelmez.
Muhalefet milletvekillerinin kırmızı eldivenle protestosu
“Tarihe geçmek üzeresiniz ve nasıl geçeceğinize karar verin”
Kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi yaşamayan, yaşam tercihleri kendisi gibi olmayan, kendi etnik, dinî ve mezhepsel kimliğine ait olmayan herkesi öteki gören, öteki gördüğünü her türden şiddeti meşru gören bir anlayış hızla yayılıyor. Göreceksiniz, bu yasayla da köpekler toplumun ötekilerinden biri olacak ve durumdan vazife çıkartan birileri ötekine ne yapıyorsa, köpeklere de aynısını yapacak ve sizler seyredeceksiniz. Oysaki bizler, bu Meclis’te görev yapan milletvekilleri hayvanların yaşam hakkını koruma sorumluluğunu da taşıyoruz. Hayvanların yaşam koşullarını iyileştirmek, onların maruz kaldıkları zulme karşı güçlü yasalar çıkartmak ve bu yasaların ödünsüz uygulanmasını sağlamak bizim görevimiz ancak bu yasa teklifiyle Meclis’imizin önemli bir bölümünün köpeklerin yaşam hakkını savunmak yerine köpeklerin yaratmadığı bir sorunu köpekleri öldürerek, köpekleri ölüme sürükleyerek daha da büyütmeyi tercih ettiği görünüyor.
Önümüzdeki saatler itibarıyla vicdanlarınız kıpırdamazsa Meclis’teki çoğunluğunuza bağlı olarak teklifi kanunlaştıracaksınız fakat unutmayınız bu teklifi kanunlaştırdığınız an itibarıyla tarih sizin için geri dönülmez bir şekilde akmaya başlayacak. Örneğin, yıllar sonra bu kanunun komisyondaki ve Genel Kurul’daki görüşmelerine ilişkin yüksek lisans ve doktora tezleri hazırlanacak, bu görüşmelere ilişkin akademik makaleler yazılacak, belgeseller hazırlanacak, filmler çekilecek ve sizler bu tezlerde, makalelerde, filmlerde köpeklerin katledilmesine onay vermiş kişiler olarak yer alacaksınız. Bence, yol yakınken bu inadınızdan vazgeçin, tarihe geçmek üzeresiniz ve nasıl geçeceğinize karar verin.”
CHP’li Genç: Bu kanun teklifi insanlık tarihine utançla geçecek
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, teklifin, hayvanların ölüm fermanı olduğunu belirtti.
“Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan bu değişiklik, sokaklarımızdaki masum canların yaşam haklarını hiçe sayarak, onları tecrit ve ölümle karşı karşıya bırakmaktadır. Bizler burada sadece yasalar yapmak için değil, vicdanlarımızı da temsil etmek için bulunuyoruz. Hayvanlara karşı yapılan bu zulme sessiz kalmak, insanlık onuruna yakışmaz. Biz, ‘Yaratılanı severiz, Yaradan’dan ötürü’ sözünü rehber edinmiş bir milletiz. Ancak bugün, bu milletin meclisinde, yaratılanı sevmeyen, onlara ölüm fermanı yazan bir düzenleme konuşuluyor. Hep birlikte bu vicdansızlığa dur demeliyiz. Hayvanların yaşam haklarını koruyan, gerçekçi ve insani düzenlemeler yapmalıyız. Bu kanun teklifi, insanlık tarihine utançla geçecek bir düzenlemedir ve derhal reddedilmelidir.”
TİP’li Şık: “Öldürelim gitsin” naraları atıyorsunuz
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık şöyle konuştu:
“Günlerdir her türlü yalan ve hileyle, toplu kıyımların önünü açmaya çalıştığınız ve “Başıboş” dediğiniz sahipsiz hayvanlar üzerinden bir fırtına koparıyorsunuz. İnsani çözümleri yok sayıp, hayvanların rehabilitasyonu için etkili bir çözüm bulmaktan kaçıyor yine en iyi bildiğinizde ısrar ederek, “Öldürelim gitsin” naraları atıyorsunuz. Kurduğunuz yağma düzeninin sonucu olan yoksullukla ilgili böyle ses çıkarmıyorsunuz. Çünkü yoksulları öldüremiyorsunuz. Ama açlıktan ölmelerini bekliyorsunuz.
Adına geçiş ve yolcu garantili proje dediğiniz sürdürülebilir yolsuzluk/hırsızlık sistemiyle yurttaşın vergilerini yağmalıyorsunuz ama milyonlarca emekliye sadakayı reva görüyorsunuz. Çünkü emeklileri öldüremiyorsunuz ama “Vadeleri dolsun da kurtulalım” diye bekliyorsunuz.
Okullarına aç giden, MESEM projesi adı altında bir kölelik düzeninin esiri haline getirdiğiniz canlarını yitiren çocuklar; iktidarınıza kul, sermayeye köle yapmaya çalıştığınız milyonlarca genç var. Ama hiçbiri umurunuzda değil. Çünkü patronlara sömürecek ucuz iş gücü lazım. Katliamların önünü açmak için çıkardığınız gürültüyü başıboş siyasetçi sorunu için çıkarmıyorsunuz. Oysa ki sahipli ama başıboş siyasetçiler bu ülkenin en büyük sorunu. Çünkü çok kalabalıklar. Daha kötüsü ülke bile yönetiyorlar.
Peki kimlerdir, nasıllardır bu başıboş siyasetçiler? Her şeyden önce kirli bir geçmişin mirasçısıdırlar. Güçlü olana söylemeye cesaret edemeyeceklerinigüçlünün hedefindeki haklıya söylerler.
Yaşanılan iktisadi krizin faturasını muhalefete, birasırlık geçmişi olan bir eşitlik sorunu nedeniylegencecik insanların ölmesinin nedenini Kürtlere, yağma ve talanın sorumluluğunu FETÖ’ye, emperyalist işgal projelerinde ortaklık etmelerine rağmen döviz artışı ve pahalılığı dış düşmanlara, yoksulluğu Gezi Direnişine fatura ederler. Paraya ve güce taparlar. Tüccardırlar. Memleketin dününü, bugününü, yarınını satarlar. Besmeleyle aldıkları rüşvet paralarını dualarla sayarlar.
Onlar için özgürlük değil rehinelik, özgüven değil güce tapınma, aklın değil efendisinin büyüklüğü önemlidir. Efendisinden makam, mevki, para, mutluluk dilenirler ki güvenceli sandıkları bir yaşamları olsun. Başı dik olmanın cesaretini bilmediğinden yaşamı boyunca baş eğmekle karşılanacak bir bedeli öderler. Diyeceğim o ki bir insanın haysiyetli olup olmadığı menfaatleri ile doğrular arasında tercih yapmak zorunda kaldığında anlaşılır. Hakka, adalete, iyiliğe, eşitliğe, öldürmenin değilyaşatmanın çözüm olduğuna inanan herkesin elindengeleni yapması gereken bir yasa teklifiyle karşıkarşıyayız.
Tercih sizin. Kitabı olan olmayan tüm dinlerin yasakları ve haliyle en büyük günahları aynıdır. Kul hakkı yemeyecek hırsızlık yapmayacaksın, rüşvet almayacaksın ve öldürmeyeceksin. Ancak kendine dindar diyen sizlerin halini düşününce söylemek hasıl oldu: Bu kainatta sizi cennetine kabul edecek bir din yok.”
Görüşmelerin devamında milletvekilleri söz alarak, tepkilerini şöyle dile getirdi:
TBMM Başkanvekili Celal Adan
İYİ Partili Şenol Sunat: Bu teklifta amaç tüm sahipsiz köpek hayvanlarını korumak değil, yok etmek olmuştur. Barınak yetersiz!
CHP’li Aliye Timisi Ersever “Öldürme beni” yazan hayvan fotoğraflarıyla kürsüye çıktı: Tarihe kara gün olarak geçecek, ‘evet’ oyu verenleri ne tarih affedecek ne insanlık!
DEM Partili Zülküf Uçar: İktidar sıralarının dolu olmasını isterdim ama 6-7 vekile hitap edeceğim belli ki. Bu bir katliam yasasıdır!
Saadet ve Gelecek Partisi adına Serap Yazıcı Özbudun: Yasa gereği merkezi yönetimle yerel yönetim el ele verecek mi? Erdoğan, Hatay’da ne demişti? Hukuk kuralları tanzim edilirken böyle müphem ve muğlak ifadeler kullanılmaz. Bakanlık yerel yönetimlere destek sunacakmış, bu desteğin miktarını kim belirleyecek, hangi yerel yönetimlere destek sunacak? Sadece Cumhur Blokuna mensup olanlara mı yoksa bütün yerel yönetimlere mi? Böyle hukuk kuralı tanzim edilmez, idareye bu kadar geniş takdir yetkisi veren hukuk kuralları, hukuk devleti, eşitlik ve hakkaniyet ilkesine aykırıdır.
CHP’li Eylem Ertuğ Ertuğrul: 20 yıldır, çıkardığınız yasayla ne yaptınız? Hayvanlara işkence, tecavüz ve öldürmeyi durdurabildiniz mi, cezalandırabildiniz mi?
Tekifin 9 maddeden oluşan ilk bölümünün oylaması tamamlandı, ikinci bölümün görüşmelerine geçildi
AKP Mersin Milletvekili Havva Sibel Söylemez: Muhalafet için politik değil, insani hareket etmeye davet ediyorum. Kalbini siyasi kaygı adına kapatanlara, sözde hak savunucularına sesleniyorum. Bırakın artık her şeye muhalif olma çabanızı! Komisyon görüşmelerinde milletvekillerine ‘katil’ diyen terör savunucularına sesleniyorum, oradan talimat alıyorsunuz. Bu yasayı geçirmek hepimizin insani görevi.
TİP Milletvekili Sera Kadıgil: İnsanlar gözyaşları içinde bu yasa görüşmesini izliyor ama AKP sıralarında sadece 3 vekil var! Çünkü zaten talimat aldılar. Sokak köpeklerini kurşuna dizdiler, siz atmettirdiniz, kör bir hayvanı kafasına vura vura katletmeye çalıştılar, siz cesarelendirdiniz. O kör köpeğin ahı sizin yakanızı bırakmayacak. Tunahan’ın yaralandığı yer Pursaklar’la Keçiören’in tam arasında. Çünkü sizin 20 yıl buraları yöneten belediye başkanınız kısırlaştırma yapmadı
Bağımsız Milletvekili Nimet Özdemir: Köpekler Meclis’in tapulu malı değil. Bütün muhalefet hiçbir şey değiştiremedik. Cesur olun, sine-i millete dönelim ya!
Saadet Parti Milletvekili Sema Ün: Barınaklara 2028’e kadar tamamlanacak deniyor, şimdi toplatılan hayvanlar ne yapılacak? Ahmet Kaya’nın dediği gibi, hep sonradan gelir aklımız başımıza.
İYİ Parti Milletvekili Hasan Toktaş: Milleti kandırmayın, açık açık bu sokak hayvanlarını katledeceksiniz. Milleti kutuplaştırdınız, inatla ‘Katliam yapalım’ diyorsunuz!
CHP Milletvekili Süleyman Bülbül: Meclis’i ziyarete kapattınız, içini ve çevresini barikatlarla çevirdiniz, şu an dışarda polis barikatları var! Bugün Meclis’te OHAL ilan ettiniz, yazıklar olsun.
Komisyon Başkanı Kirişci soruları yanıtladı
Komisyon Başkanı, AKP Kahramanmaraş Milletvekili Vahit Kirişci, milletvekillerinin ikinci bölüm üzerine sorularını yanıtladı.
Teklifin neden tali komisyonlarda görüşülmediği sorusuna ilişkin konuşan Kirişci, “Meclis’in çalışma şekli itibarıyla esas komisyon olarak bize, tali komisyon olarak da diğer komisyonlara gönderildi ama o komisyonlar bu süre zarfında kendi çalışmalarını yapamayacaklarını gerekçe göstererek bunun sadece bizim tarafımızdan görüşülebileceği bir şekle dönüşmüş oldu” dedi.
“2028 yılına kadar sanki yerel yönetim bekleyecek deniyor, bu doğru değil”
Kirişci, yerel yönetimlere sorumluluk yüklenirken merkezi yönetime neden sorumluluk yüklenmediğine ilişkin gelen soruya şöyle cevap verdi:
“Her ilde oluşturulan İl Hayvanları Koruma Kurulu’nda oradaki bütün merkezi yönetimin yereldeki temsilcileri yer almaktadır. Bu bir katılımcılık veya sorumluluğu paylaşma adına önemlidir. Tarım ve Orman Bakanlığı’mız barınak yapımı da dahil olmak üzere yüzde 40 nispetinde destekleri bu zamana kadar sağlamıştır. Yeni teklifte kapsam biraz daha genişletiliyor. İlgili bakanlığımız buradaki sorumluluklarını daha fazla gerçekleştirmiş olacaktır.
2028 yılına kadar sanki bir yerel yönetim bekleyecek, 31 Aralık 2028 olduğunda bu barınağı yapıp yapmadığı sorgulanacakmış gibi bir ifade kullanılıyor. Bu doğru değil. Bu kanun yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girmiş olacak. Nüfusu 25 binden büyük olan belediyeler için kesinleşen bütçe gelirlerinin binde 5’i ve büyükşehir belediyelerinde de binde 3’ü bu iş için tahsis edilecek ve 4 dönem halinde barınak yapım çalışmaları da eksiksiz devam edecek.”
Muhalefetten Kirişçi’ye 4 yıl barınakların yapımı için süre veriliyor, tasarruf genelgesinde 3 yıl kısıtlama getiriliyor
CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan‘ın “Belediyelere 2028 yılı sonuna kadar barınak yapma, bu hayvanları toplama ve sahiplendirilinceye kadar da barındırma sorumluluğu yüklenmekte ama öte yandan tasarruf tedbirleri gereğince de belediyelerin personel alımından taşıt alımına kadar kısıtlamalar geldiği çok açık. 4 yıl barınakların yapımı için süre veriliyor, tasarruf genelgesinde 3 yıl kısıtlama getiriliyor” tepkisine Başkan Kirişci, şöyle cevap verdi:
“Tasarruf tedbirleriyle bütçe gelirlerinin bu bahsedilen oranlardaki tahsisatı birbirinden farklı şeyler. Burada tahsis edilenlere herhangi bir şekilde tasarruf tedbirleri uygulaması çerçevesinde bunu yavaşlatıcı veya bu tür yatırımları önleyici bir adım atılmamış olacak. Bu kanun, takdir ederseniz ki 2004’te kanunlaşmış olan ve ilk olan bir kanunun süreç içerisindeki eksiklerinin gözlemlenmesi ve bu eksiklerin giderilmesine yönelik çünkü birinci kanunda sorumluluk veriliyor ve bu sorumlulukla ilgili yerine getirilmediği takdirde burada yapılacak iş ve işlemler konusu eksikti veya hiç yoktu.”
CHP’li Tanrıkulu: Canlılar konusunda uzlaşabilirdik, beceremedik ve bir kutuplaşmaya alet olduk
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Bu parlamentoda en az sizin gruplar kadar bu konularda deneyimli milletvekilleri var, onlarla görüşmüyorsunuz, STK’lardan görüş almıyorsunuz. Size yakın kurumların görüşlerini alıp diğerlerini yok sayıyorsunuz. Canlılar konusunda uzlaşabiliriz. Bunu bile beceremedik ve bir kutuplaşmaya alet olduk” diyerek, şöyle devam etti:
“Uzun zamandır bu yasayı konuşuyoruz. Beraber yaşadığımız canlıların toplu katliamına zemin hazırlayan bu yasa nasıl bu kadar rahat görüşülür, bu hangi ruh halidir, bunu anlamak mümkün değil. AKP döneminde işçi, kadın, çocuk cinayetleri, faili meçhul cinayetler, kayıplara toplum alıştırıldı ki bu katliam yasası geldiği zaman da sorgulamadan, konuşulmadan el kaldırılarak bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Bu yasama faaliyeti bakımından çok kötü bir şey.
Sizin döneminizde, 2004 ve 2021 yıllarında yasa yapmışsınız, 2019 yılında 6 siyasi partinin önergeleriyle bir komisyon kurulmuş. Burada çok değerli bir çalışma yapılmış. Neden 2019’dan şimdiye kadar buradaki öneriler dikkate alınmamış? Bunu dikkate alacak biz değiliz, devletin kurumlarına siz sahipsiniz. Dolayısıyla bunlar neden dikkate alınmamış, sizin sorgulamanız gereken bir şey. Deneme-Yanılma yöntemiyle başka bir yasayı önümüze getiriyorsunuz. Yasama faaliyetleri genel, objektif, geleceğe yönelik yapılır. İnsanların canının acıdığı yerden yasama yapılmaz. Bizim açımızdan öngörülebilir bir hukuk düzeni yok. Hayvanlar için ise hiç yok.
Bu yasa zorunlu hangi toplumsal ihtiyacı karşılıyor? Yasa ve ikincil mevzuat var, genelgeler, yönetmelikler… Onlarda bir boşluk yok. İstenilse tamamen uyulur ama uyulmamış. Denetim görevleri yapılmamış. Yerel yönetimler değişmiş, başka bir siyasi mühendislikle bu yasayı gündeme getiriyorsunuz. Bütün bunlar Türkiye’nin geleceği ve çıkarları bakımından doğru değil. Bu parlamentoda en az sizin gruplar kadar bu konularda deneyimli milletvekilleri var, onlarla görüşmüyorsunuz, STK’lardan görüş almıyorsunuz. Size yakın kurumların görüşlerini alıp diğerlerini yok sayıyorsunuz. Canlılar konusunda uzlaşabiliriz. Bunu bile beceremedik ve bir kutuplaşmaya alet olduk.”
DEM Partili Gergerlioğlu, barınak görevlilerinin mektubunu okudu: Kulakları sağır edecek çığlıklar duydum!
DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, hayvan barınağında çalışan görevlilerin mektubunu okuyarak şunları söyledi: “Barınaklar ölüm merkezidir, şimdi de ‘barınak’ adı altında hayvanları hapishaneye dolduruyorsunuz. Milyonlarca hayvan orada ölür, buna tahammül edemezler! Ben doktorum, biliyorum. Barınak görevlilerinin mektubunu okuyorum. ‘Ötanazi’yi anlattılar, ‘uyutma’ diyorsunuz ya şirince: “Köpeğiniz önce bağlanacak, kulakları sağır edecek çığlıklar duydum!””
CHP’li Akdoğan: “Köpek, kedi, ağaç sevmezsiniz; sizin Erdoğan dışında sevdiğiniz yok mu?”
CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, sorunun çözümünün bütçe, aşılama, kısırlaştırma seferberliği, çipleme, sahiplendirme kampanyası, bakımevleri, ithalata yasak, kontrolsüz satışa yasak, üretim çiftliklerine denetleme yapmak olduğunu ifade etti.
Umut Akdoğan şu ifadelere yer verdi:
“Bu görüşmelerin sonuna geliyoruz ama kafamda bir şey gitmiyor. Köpek sevmezsiniz, kedi sevmezsiniz, börtü böcek sevmezsiniz, ağaç sevmezsiniz, orman sevmezsiniz, emekliyi sevmezsiniz, emekçiyi sevmezsiniz, yazarı sevmezsiniz, sanatçıyı sevmezsiniz. Sizin Tayyip Erdoğan dışında sevdiğiniz bir canlı yok mu? Bu işin üzerinde bir vicdan, merhamet etmeniz lazım. Ağacı kesen, ormanları yok eden, insanları perişan eden sizsiniz. Her şeyi bitirdiniz sıra geldi köpekleri öldürmeye. Buradan bu yasayı geçirseniz de biz buna müsaa
de etmeyeceğiz. Bu işi kısa vadede çözmek vicdansızlıktır. Bu işi uzun vadeye bırakmak umursamazlıktır. Bu işi orta vadede çözmek akılcılıktır. Sizin kendinize örnek aldığınız dönemler 1910’lu dönemlerdir. 1910’sa Sivriada’ya köpekleri toplayıp götürüyorlar. 1912’de doktor Cevdet Paşa İstanbul Belediye Başkanı oluyor ve hatıratında şunlar yazıyor; ‘iki sene sonra göreve geldim, İstanbul sokaklarında 30 bin köpek vardı’. Yani diyelim biz kabul ettik siz de elinizi kana buladınız, sokaklarda kalan tek tük köpeklerden yine popülasyonun artacağına emin olun.
Kiminiz diyor ki ‘ben rektördüm köpek besledim’, kiminiz çocukluk fotoğrafını gösteriyor, kiminiz diyor köpek besledim… Arkadaşlar bir problem var; siz bu köpekleri beslediyseniz, bu kadar hayvan seviyorsanız ve buna rağmen bu yasayı getiriyorsanız bu çok büyük bir problem. İçinizde zerre hayvan sevigisi yoksa ama bunu istismar ediyorsanız bu da bir problem. Kısırlaştırmanın bu işin bir çözümü olduğunu söyledik. Veterinerler diyor ki, ‘biz bu köpeklerin yüzde 70’ini 6 ay içerisinde, tamamını bir yıl içerisinde kısırlaştırırız’. Bunu yapabilecekler neden yaptırmıyorsunuz? Bu işi sizin bulduğunuz yöntemin yarı parasına hem de hiç elinizi kana bulaştırmadan yapma imkanı var. Yine de eksik var diyorsanız bu yasadaki eksiği tamamlayalım, ama böyle değil. İnatla bu yasayı uygulayabilir misiniz? Bir; belediyelerimiz bu yasayı uygulamaz.
İki; belediyelerimiz uygulasa veterinerler yapmaz. Üç; veterinerler yapmayı kabul etse hayvanseverler bu işe müsaade etmez. Bunun uygulanabilir bir yanı yok. Diğer bir sorum; siz hiç evinizde eşinizle, dostunuzla, çocuğunuzla, torununuzla, karınızla konuşmuyor musunuz? Hangisi buna onay veriyor. Bu konuyu çok çalıştık, incelemelerimizi yaptık. Bu sorunun da çözümü olduğunu bulduk. Bütçe, aşılama, kısırlaştırma seferberliği, çipleme, sahiplendirme kampanyası, bakımevleri, ithalata yasak, kontrolsüz satışa yasak, üretim çiftliklerine denetleme yapmak zorundayız. Bunları yaparsak üç sene içinde kimsenin eli kana bulanmadan bu sorunu çözeriz.”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, kanun teklifi görüşmelerinin 12. saatinde Genel Kurul’a geldi.
Dervişoğlu, X hesabından şunları yazdı: “Gazi Meclisimizin çatısı altında günlerdir mücadele eden Parti Grubumuz ile bir araya geldik. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki; ne çocuklarımızın can güvenliğini ne hayvan sevgimizi ne de hayvanların canını; iktidarın kapasitesizliğine, kalpsizliğine ve vicdansızlığına terk etmeyeceğiz! Bu vesileyle üzerlerine düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getiren her bir milletvekili arkadaşıma şükranlarımı sunuyorum.