Türkiye’nin Terörle Mücadelesi: Tarihsel Süreçte Komitacılıktan Modern Terör Örgütlerine Türkiye, terörle mücadele konusunda derin bir tarihe ve uzun bir tecrübeye sahiptir. Ancak bu tecrübe sadece son yıllarda yaşanan olaylarla sınırlı..
Türkiye, terörle mücadele konusunda derin bir tarihe ve uzun bir tecrübeye sahiptir. Ancak bu tecrübe sadece son yıllarda yaşanan olaylarla sınırlı değil, Osmanlı İmparatorluğu’ndan başlayarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ve günümüze dek uzanan bir sürece dayanır. Terörün amacı, Türkiye’yi dünya kamuoyuna zayıf göstermek, iç savaş çıkarmak ve devlet otoritesine karşı başkaldırarak devleti içten zayıflatmaktır. Bu bağlamda, tarihte Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı terör tehditleri ve bu tehditlerle mücadelesi, önemli dersler sunmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, Balkanlar’daki bağımsızlık mücadelelerinin bir uzantısı olarak komitacılık ve çetecilik faaliyetleri yaygınlaştı. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında özellikle Bulgar ve Sırp komitacıları, Osmanlı topraklarında silahlı mücadele ve sabotaj eylemlerine başladılar. Amaçları, Osmanlı Devleti’ni Balkan topraklarından çıkarmak ve bağımsızlıklarını kazanmak için kamuoyunda baskı oluşturmaktı.
Bu komitacılar ve çeteciler, halkın güvenliğini tehdit eden baskınlar düzenler, köyleri basar ve Osmanlı otoritesine başkaldırarak halkı kışkırtmaya çalışırdı. Osmanlı Devleti bu faaliyetlerle mücadele etmek zorunda kalmış ve Balkan Savaşları’nın patlak vermesiyle birlikte bölgedeki hâkimiyetini kaybetmiştir. Osmanlı Devleti’ne karşı verilen bu silahlı mücadeleler, modern anlamda terör örgütlerine karşı verilen mücadelenin ilk örnekleri olarak da görülebilir.
20.yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti’nin doğusunda Ermeni çeteleri, Batı Anadolu ve İstanbul’da ise Rum çeteleri silahlı mücadeleye başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıfladığı bu dönemde özellikle I. Dünya Savaşı sırasında çetecilik faaliyetleri hız kazandı. 1915 Olayları olarak bilinen süreçte, Ermeni çetelerinin Doğu Anadolu’da köyleri basarak Osmanlı askerleri ve yerel halk ile çatışmaya girmesi büyük çaplı bir iç güvenlik tehdidine dönüştü. Bu olaylar, Osmanlı Devleti’nin tehcir kararı almasına kadar uzanan trajik gelişmelere yol açtı.
1970’li yıllarda ise ASALA (Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia – Ermenistan’ın Kurtuluşu İçin Gizli Ermeni Ordusu) adlı terör örgütü, Türk diplomatlarına yönelik bir dizi suikast gerçekleştirdi. ASALA’nın amacı, sözde Ermeni soykırımı iddialarını dünya gündemine taşımak ve Türkiye’yi uluslararası platformda baskı altına almaktı. ASALA’nın eylemleri, 1980’li yılların ortalarına kadar devam etti. Türkiye, bu örgüte karşı güvenlik önlemlerini artırarak yurt içinde ve dışında operasyonlar düzenledi. Özellikle 1982 yılında Erivan’daki ASALA merkezine yapılan uluslararası operasyonlar, örgütün etkinliğini büyük ölçüde azalttı.
1980’li yılların başında ortaya çıkan PKK (Kürdistan İşçi Partisi), Türkiye Cumhuriyeti’nin en ciddi güvenlik tehditlerinden biri haline geldi. Abdullah Öcalan liderliğindeki bu örgüt, bağımsız bir Kürt devleti kurma hedefiyle silahlı eylemler düzenlemeye başladı. PKK’nın amacı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kamu düzenini bozarak devlet otoritesine karşı silahlı bir başkaldırı başlatmaktı. 1984 yılında Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla başlayan bu çatışmalar, kısa sürede ülke genelinde bir güvenlik sorunu haline geldi.
Türkiye Cumhuriyeti, bu tehdidi bertaraf etmek amacıyla geniş çaplı operasyonlar başlattı ve 1990’lı yıllarda terörle mücadele, hükümetin birinci önceliği haline geldi. Türkiye, PKK’nın sadece silahlı unsurları ile değil, aynı zamanda bu örgütün finansal, ideolojik ve lojistik destekçileri ile de mücadele ederek örgütün gücünü büyük ölçüde kırdı.
Bugün Türkiye, FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) ve DEAŞ (IŞİD) gibi farklı yapılarla da mücadele etmektedir. FETÖ, özellikle 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi ile devletin en kritik kurumlarına sızdığını ve Türkiye Cumhuriyeti’ne doğrudan tehdit oluşturduğunu göstermiştir. Bu darbe girişiminin ardından, FETÖ’nün devlet kurumlarından temizlenmesi için geniş çaplı operasyonlar başlatılmıştır.
DEAŞ, özellikle Suriye ve Irak’ta yaşanan iç savaşla birlikte Türkiye sınırına kadar gelmiş ve 2015-2017 yılları arasında Türkiye’ye yönelik çeşitli bombalı saldırılar düzenlemiştir. Türkiye, sınır güvenliğini artırarak ve Suriye topraklarında Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtları gibi operasyonlar yaparak bu tehdidi bertaraf etmek için adımlar atmıştır.
Terör örgütlerinin amacı, Türkiye’yi dünya kamuoyuna zayıf göstermek ve ülke içinde bölünme yaratmaktır. Bu bağlamda, terörle müzakere etmek, devleti terör örgütlerinin şartlarına boyun eğmeye itmek ve uluslararası alanda örgütlere meşruiyet kazandırmak anlamına gelmektedir. Terörle mücadelenin temel ilkesi, tarihsel süreçte de kanıtlandığı üzere, bu yapılarla yalnızca kararlılıkla mücadele edilerek sonuç alınabileceğini göstermektedir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.