Zamanın ötesindeki ressam: Yıldızlı Gece’nin sırrı yıllar sonra ortaya çıktı!
Zamanın ötesindeki ressam: Yıldızlı Gece’nin sırrı yıllar sonra ortaya çıktı!
Vincent van Gogh’un ünlü “Yıldızlı Gece” tablosundaki fırça darbeleri, gerçek dünya atmosferik hareketleriyle paralellik gösteriyor. Araştırmacılar, tablodaki 14 sarmal yapıyı incelediklerinde, fırça darbelerinin Kolmogorov türbülans teorisiyle uyuştuğunu belirtti. Yapımı 1889’da..
Yayınlanma:Güncelleme:8 views
Vincent van Gogh’un ünlü “Yıldızlı Gece” tablosundaki fırça darbeleri, gerçek dünya atmosferik hareketleriyle paralellik gösteriyor. Araştırmacılar, tablodaki 14 sarmal yapıyı incelediklerinde, fırça darbelerinin Kolmogorov türbülans teorisiyle uyuştuğunu belirtti.
Yapımı 1889’da tamamlanan “Yıldızlı Gece”, dönen mavi gökyüzü, sarı ay ve yıldızlar ile Van Gogh tarafından büyüleyici bir şekilde betimlenmiş.
Yeni yapılan araştırmalar efsanevi ressamın atmosferdeki fizik kurallarını şaşırtıcı bir doğrulukla yakaladığını ortaya çıkardı.
Bilim insanları, tabloyu analiz ederek Van Gogh’un gökyüzündeki “gizli türbülans”ı yakaladığını söyledi.Çalışmanın ortak yazarı Yongxiang Huang, yüksek çözünürlüklü dijital görüntülerle fırça darbelerinin boyutlarını ölçüp, bunları türbülans teorileriyle karşılaştırdıklarını ifade etti.
Araştırmacılar, resimdeki fırça darbelerini rüzgar bacalarında dönen yapraklarla benzeştirdi. Fırça darbelerinin göreceli ölçeği ve aralığı üzerinden, boya renklerinin parlaklığını hesapladılar. Özellikle tablodaki ana girdap şekillerinin uzamsal ölçeği üzerinde durdular.Çalışma, tablonun atmosferik hareketi öngören Kolmogorov yasası ile uyumlu olduğunu ortaya koydu. Bilim insanları, Van Gogh’un ölçek ve parlaklık kullanımının atmosfer türbülansının kurallarını ve hava hareketindeki enerji akışını “isabetli bir şekilde” yakaladığını söyledi.Araştırmacılara göre efsanevi ressam, fiziğin çeşitli boyutlarını “şaşırtıcı bir doğrulukla” yakalamış görünüyor.Dr. Huang, “Van Gogh’un türbülansı hassas bir şekilde betimlemesi, bulutların ve atmosferin hareketini incelemekten ya da gökyüzünün dinamizmini nasıl yakalayacağına dair doğuştan gelen bir histen kaynaklanıyor olabilir” ifadelerini kullandı.
